Arap Bahari Nda Farkli Bir Ulke Tunus

Download Arap Bahari Nda Farkli Bir Ulke Tunus PDF/ePub or read online books in Mobi eBooks. Click Download or Read Online button to get Arap Bahari Nda Farkli Bir Ulke Tunus book now. This website allows unlimited access to, at the time of writing, more than 1.5 million titles, including hundreds of thousands of titles in various foreign languages.
The New Spirit of Islamism

Author: Ezgi Basaran
language: en
Publisher: Bloomsbury Publishing
Release Date: 2024-05-02
This book explains the aspirations and concerns of Islamist actors in the aftermath of the Arab Uprisings by looking at two sets of relationships between Turkey's ruling AKP and the Egyptian Muslim Brotherhood, and the AKP and Tunisia's Ennahda. It presents a unique analysis of the interplay between the AKP, Ennahda and the Muslim Brotherhood, characterizing the actors, the structure and the main features of the relationship and thereby illuminating a political confluence among these three critical Islamist entities in the aftermath of the Arab Uprisings. Existing scholarship has assumed that this relationship revolves primarily around an ideological Islamist agenda, however, this research demonstrates a more complex and nuanced situation. Ezgi Basaran puts forward that the interplay was not based on an aspiration of building an ideological Islamist bloc in the MENA region, but rather revolved around the concept of political success and had a strong neoliberal ethos. Basaran draws on data collected from over 60 interviews with high-level members of the AKP, Ennahda and Muslim Brotherhood to demonstrate how, in the hope of achieving success and legitimization, Ennahda and the Muslim Brotherhood have relied on the managerial prescriptions provided by the AKP. The contents of this success formula were derived from the AKP's experience as an Islamist party in power since 2002 and includes tactics on crisis evasion, legitimization, winning elections and maintaining power.
Arap Baharı sonrası Ortadoğu: Bölgesel dönüşüm ve reaksiyonlar

Author: Dr. M. Cüneyt ÖZŞAHİN
language: tr
Publisher: Hiperlink eğit.ilet.yay.san.tic.ve ltd.sti.
Release Date: 2019-09-04
Arap Baharı pek çok yönüyle Ortadoğu açısından tarihsel bir dönüm noktası olarak selamlandı. Otoriter yönetimlerin ortadan kalkacağına ve toplumların kendi kaderlerine şekil vereceğine yönelik iyimserliğin tahkim ettiği ilk yılların ardından bölgeye yönelik bambaşka bir tablo ortaya çıktı. Arap Baharının iç savaşlara evrildiği noktada ise bölgede yaşanan dönüşümün başarısı ve kalıcılığı hususunda soru işaretleri gündeme geldi. Devrimlerin karşı devrimlerle bertaraf edildiği, barışçıl gösterilerin iç savaşlara dönüştüğü, egemen devletlerin çöktüğü ve ortaya çıkan boşlukların devlet dışı aktörlerce doldurulduğu yeni bölgesel denklem pek çok kişi açısından kaotik olarak tavsif edildi. Bir yönüyle Arap Baharı coğrafyası küresel güçlerin vekalet savaşlarını sürdürdükleri bir mekân hüviyeti taşırken bir diğer yönüyle de gerek Ortadoğu’da bölgesel güçler ile kurulan ittifaklar gerekse de bu ittifaklar dışında bölgesel aktörlerin bağımsız ajandaları bahse konu bu coğrafyada yaşanan kadim güç mücadelesini daha da girift bir hale getirdi. Bir başka deyişle sonuçları halen bütünüyle açımlanmamış olan Arap Baharı olarak isimledirilen süreç, küresel aktörler ve bölgesel güçlerin ortaklaşa şekillendirdiği tarihsel bir kesite karşılık gelmektedir. İkinci olarak Arap Baharı bölge ülkeleri üzerinde yarattığı etkiler bakımından da değişkenlik göstermiştir. Kimi ülkeler daha kırılganken iken kimi diğer ülkeler ise fırtına karşısında daha direngen olabilmişlerdir. Bu nedenle Arap Baharı sistemik olduğu kadar birim düzeyinde; en az nedenler kadar sonuçlarının da doğru değerlendirilmesi gereken bir sürece karşılık gelmektedir. Bu minvalde bölgesel aktörlerin sürece tesirleri kadar sürecin doğurduğu ilk bakışta öngörülmesi güç dolaylı sonuçlardan yakinen etkilenen failler durumuna düşmüş olduğu göz ardı edilmemesi gereken bir husustur. Nitekim tecrübe edilen süreci etkilemiş veya süreçten şu veya bu şekilde etkilenmiş olan ülkelerin, ekonomik, siyasal ve sosyal çeşitlilikleri gerek başlangıçta müdahil olarak attıkları adımlarda gerekse de ortaya çıkan sonuçlara yönelik reaksiyonlarında belirleyici bir rol oynamıştır/oynamaktadır. Bu nedenle de bölge ülkelerin nevi şahsına münhasır keyfiyetlerinin anlaşılması elzem hale gelmektedir. Son olarak üzerinde durulması gereken bir diğer konu kanımızca neden-sonuç ardışıklığında eksik kalan kısım yani sonuçlara yönelik vurgudur. Ortaya çıkan sonuçlar bağlamında yaşanan insani dramın Arap Baharının teğet geçtiği bölge ülkelerine dahi sirayet eden etkileri olduğu vazihtir. Öyle ki, söz konusu ülkeler kitlesel göçten, artan yoksulluğa ve iç çatışmalara kadar pek çok farklı sorun ile baş başa kalmıştır. Nitekim etkiler perspektifinden yaklaşıldığında Arap Baharının halen süren artçı sarsıntılarının devam ettiği ifade edilebilecektir. Yakın zamanda Mısır’da 2019 Eylül’ünde tekrar eden gösteriler ve öncesinde aynı yıl içeride Cezayir ile Sudan’da art arda ortaya çıkan kitle mobilizasyonu bu artçı etkilerden azade düşünülemez. Dolayısıyla pek çok açıdan Arap Baharının etkileri itibariyle nihayete erdiğini iddia etmek kolay görünmüyor. Kısacası bugün dahi söz konusu coğrafyada halen aktif olan fay hatları bulunduğu ve öngörülmesi oldukça güç birtakım gelişmelerin cereyan edebileceğine yönelik ihtiyatı elden bırakmamak gerekiyor. Bu çalışma farklı ülkelerin Arap Baharı sürecinde içinden geçtikleri süreç kadar ülkelerin bugünkü durumlarını ve muhtemel geleceklerini anlamaya matuf bir çerçeve sunmayı önermektedir. Ülkelerin iç politikaları ve dış politikaları arasındaki etkileşim tarih, ekonomi ve siyaset süzgecinden geçirilerek anlamlandırılmaya çalışılmaktadır. Bu doğrultuda uluslararası, bölgesel ve bunun yanı sıra ülkelere ait kimi yerel dinamikler bir arada ele alınmaya çalışılmaktadır. Konuyla ilgili yaygın literatürün aksine özellikle ülkelerin Arap Baharı sonrası dönemine vurgu yapılan ve bölgesel değişime dönük bölge ülkelerinin adaptasyonunun anlamlandırılmaya çalışıldığı bu kitap toplam 15 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde yazar M. Cüneyt ÖZŞAHİN “Arap Baharı Sonrası Ortadoğu’da Çatışmanın Dinamikleri” başlıklı çalışmasında kimlik savaşları olgusu üzerinde Suriye, Mısır ve Körfez ülkeleri örnekleri üzerinden Türkiye’nin pozisyonuna özel bir vurgu yaparak bir değerlendirme sunmuştur. Çalışmada çoklu kimliklerin varlığına vurgu yapılmakta ve salt kimlik temelli özcü bir yaklaşım yerine bölgesel çatışmanın gerisinde yatan diğer motivasyonlara yönelik bir değerlendirmeye yer verilmektedir. İkinci bölümde yazar Ahmet GÖKÇEN “2011 Tunus Devriminin Ardından” başlıklı çalışmasında Arap Baharı olaylarının ilk başladığı ülke olarak tarihe geçen Tunus’ta yaşananları öncesi ve sonrasıyla “devrim kavramı çerçevesinde” ele alarak sürecin başarılı olup olmadığı üzerinde değerlendirmelere yer vermiştir. Bu bölümde devrim öncesi sürecin ekonomik, politik ve toplumsal dinamikleri kısaca ele alınmış, sürecin önemli olayları, aktörleri ve mekanlarına değinilerek devrim sonrasında Tunus’un sosyo-politik yapısı, ekonomisi, hükümetlerin yürüttüğü faaliyetler, partilerin tavırları ve etkileri ile nihayetinde demokrasinin ülkede ne ölçüde kurumsallaştığına dair tartışmalara yer verilmiştir.